Bitki anatomisi, şu an yaşamımız için gerekli oksijenin tamamı bitkiler tarafından üretilmektedir. Eğer bitkilerin gerçekleştirdiği fotosentez enzimlerinden bir tanesi bile olmasaydı şu an yeryüzünde hiçbir canlı var olamayacaktı. Bitkilerin canlılara sağladığı en önemli fayda sadece fotosentez değildir. Bunun yanı sıra böcekler, memeli hayvanlar, kuşlar ve hemen hemen tüm yaratıklar için birer besin kaynağı ve birer yuva olmuştur.
Bitkinin sahip olduğu 3 temel öge vardır. Kök, gövde ve yapraklardır
Bitki anatomisi kök; çimlenmekte olan bitkinin besin gereksinimi kotiledonlarda ya da özel dokularda depolanan besinlerden sağlanır. Kök ve gövdenin büyümesi büyüme noktalarındaki meristamatik dokuların yeni hücrelerin oluşması ve büyüme, farklılaşması ile olur. Yapraksız ve köksüz yapraksı yapıya tallus adı verilmektedir. Bu tür bitkilere detallafita grubu adı verilmektedir. Tohumlu bir bitki dallanmış eksen içeren bir yapı gösterirse yaprak kök ve gövdeden oluşan yapıya kormus adı verilir. Bu tür bitkiler kormofita grubuna girmektedir.
Bitki anatomisi gövde; ikinci temel öge olan gövde, yerine getirdiği fonksiyonlar itibariyle mükemmel bir yapıdır. Bahçelerde sokaklarda koskoca ağaçları görmekteyiz. Devasal bir gövdeleri bulunmaktadır, üzerlerinde de binlerce yaprak bulunmaktadır. Fakat gövde dışarıdan görüldüğü gibi sadece odunsu bir dokudan oluşan basit bir yapıdan oluşmamaktadır. Ağacın gövdesi inanılmaz bir esnekliğe sahiptir. Bu esneklik, rüzgâr ve vahşi hayvanların yaptığı dış etkilere karşı bitkinin gövdesinin kırılmasını engellemektedir. Tabii saatte 200 km. İle esen kasırgalar hariç. Suyun yukarı çıkmasına neden olan kuvvet ise osmotik basınç ve emme basıncı ismi verilen iki kuvvettir. Osmotik basınç, hücre içerisindeki iyon ve mineral konsantrasyonu fazla olduğu hallerde ortaya çıkmaktadır. Hücre içerisindeki iyon ve mineral konsantrasyonu yükselince hücre derhal su almaya başlar. Hücrenin bu işlemi yapmasındaki amaç, içerisindeki iyon konsantrasyonunu düşürerek normal seviyeye getirmek istemesidir. Bitki, sahip olduğu mükemmel anatomik yapısı sayesinde suyu rahatlıkla topraktan çeker ve yapraklara kadar iletir.
Bitki anatomisi yapraklar; yapraklar bir bitki için vazgeçilmez organlardır. Bir yaprak, bitkinin terleme, fotosentezle oksijen oluşturma, yine fotosentez sayesinde besin üretme, bazı bitkilerde üremeye yardımcı olma ve atmosferle gaz alışverişinde bulunma gibi birçok fonksiyonunu yerine getirir. Yaprakların içerisinde meydana gelen fotosentez, olağan üstü bir karmaşa ile gerçekleşmektedir. Hücrelerin kendi karmaşaları bir kenara fotosentez için yüzlerce enzim görev almıştır. Bu reaksiyonlarda görev alan en önemli yapı klorofil ismi verilen bir moleküldür. Bu molekül güneşten gelen ışığı soğuyarak kimyasal enerjiye çevirir. Çevrilen bu enerji birçok kimyasal reaksiyon basamakları için gerekli olan enerjidir. Bitkinin yapraklarında gerçekleşen fotosentez olayında elektron transfer zinciri ismi verilen bir dolanım sistemi sayesinde, su molekülleri, fotosentez reaksiyon basamaklarının birisinde parçalanır. Bu parçalanma sayesinde hidrojen ve oksijen atomları serbest kalır. Serbest kalan bu atomlardan hidrojen atomu bitki içerisinde tekrar kullanılırken oksijen atomları ise atmosfere bırakılır.