Diz, vücudun en büyük sinoviyal eklemidir. Diz eklemi doğal olarak belirsizdir çünkü eklem hareketleri onu meydana getiren kemikler tarafından kısıtlanmaz. Diz eklemi üç ana kompartmandan oluşur:
Tibiofemoral eklem, kondiler bir eklemdir, patellofemoral eklem ise kayan tipte bir eklemdir. Proksimal tibiofibular eklem, lateral tibial kondil ile fibula başı arasında yer alan düz sinoviyal bir eklemdir. Tibiofibular eklem kapsülü ön kısımda daha sıkıdır; anterior ve posterior talofibular ligamentlerle desteklenmektedir. Alt ekstremite yönünde ve ayak bileği hareketlerinde bu eklemde küçük hareketler meydana gelir. Diz kapsülü ve sinovyumu ile proksimal tibiofibular eklemler, yetişkinlerin %10'unda hareket halindedir. Diz Eklemi Stabilitesi Yuvarlak femoral kondiller ile düz tibial plato arasında şekilsel uyum olmaması, tibiofemoral eklemin ayrılmasını engellemek için yumuşak doku yapısıyla stabilizasyonunu gerekli kılmaktadır. Çeşitli diz ligamentleri, diz eklem kapsülü ve menisküsler, diz eklemini kontrol eden statik stabilizatörler olarak görev üstlenirken, çevredeki kaslar dinamik stabilizatör olarak davranırlar. Kapsül, fasya lata, iliotibial bant ve tendonlardan gelen bantlarla güçlenirler. Arka yüzde oblik ve arkuat popliteal ligamentler kapsüle destek olurlar. Femoral troklea ile patellanın alt yüzünün birbirleriyle uyumu, patellofemoral eklem stabilitesine katkı sağlar. Diz fleksiyon ve ekstansiyonu sırasında patella hareketi, özellikle vastus medialis olmak üzere kasların dinamik stabilize edici kuvvetleri aracılığıyla kontrol edilir. Diz ekleminin açıkta olması ve koruyucu yağ ve kas katmanlarının bulunmaması, dizi travma şeklindeki yaralanmalara açık bırakır. Diz ekleminin iki uzun kemiğin arasında bulunması da çok fazla yüklenmeye maruz kalmasına yol açar. Diz Eklemi Anatomisi ve Patellar Hareket Normalde, femur başı merkezi, diz ekleminin merkezi ve ayak bileği merkezi koronal planda aynı çizgi üzerindedirler. Adduktör kas kitlesi normalde yukarıdan aşağı alt ekstremitenin göreceli düz medial kısmını oluşturur. Femur boynu, femur gövdesini kalça ekleminden uzak yere taşıdığı için femur gövdesi tibia ile birleştiğinde açı yapar. Bu ilişkinin patellofemoral eklem biyomekanik işlevleri üzerinde önemli etkisi vardır. Kuadriseps kası kontraksiyonu tibial tüberküle iletilirken, kasın çekme açısına bağlı olarak patella lateral taraflı güce maruz kalır. Patellaya vastus lateralisten daha distalde tutunan vastus medialis kası bu güce dinamik olarak direnir. Lateral femoral kondilin, medial kondile göre daha önde olması da kuadriseps kasıldığında patellanın lateral dislokasyonunu önlemede yardımcı olur. Kuadriseps kasının çekme yönü ve tibia gövdesi arasında olan açıya kuadriseps açısı ya da Q açısı denmektedir. Supin pozisyonunda erkeklerde 8-14 derece, kadınlarda ise bu değerler biraz daha fazladır fakat ölçüm hataları 5 dereceyi bulabilmekte ve normalin üst sınırları için görüş birliği bulunmamaktadır. |